Sınıf Temelli Ayrımcılıkla Mücadele Komitesi

Türkiye toplumu kozmopolit yapısı itibari ile farklı toplumsal gruplardan, farklı gelir düzeyine sahip kesimlerden oluşmaktadır. Gelir dağılımında yaşanan eşitsizliğin yaygınlaşması ve artması sınıfsal farklılıkların giderek belirginleşmesine, yoksullaşmanın ve sınıf temelli ayrımcılıkların artmasına neden olmaktadır. Yoksul kesimlerin maruz kaldıkları ayrımcılıklar çoğunlukla kamusal hizmetlere, temel hak ve hizmetlere erişilememesi biçiminde ortaya çıkmaktadır. Bu durumun beraberinde birçok sorunu da ortaya çıkarmaktadır. Devlet eliyle yapılan özelleştirmelerin artması, sosyal hizmetlere yatırımların azalması, devlet yönetimindeki sosyal refah anlayışının giderek zayıflaması temel hak ve hizmetlere nitelikli, ücretsiz ve yeterli ölçüde erişilmesini zorlaştırmaktadır. Bunların başında eğitim, sağlık, barınma, beslenme gelmektedir. Bununla birlikte toplumdaki egemen kimliğin dışında kalan farklı etnik gruplar, LGBTİQ+ bireyler, Müslüman olmayan topluluklar, mülteciler açısından yoksulluk daha derinden hissedilebilmektedir. Bu gibi toplumsal kesimler açısından kimliksel ve refah seviyesi itibari ile kesişimsel bir durum ortaya çıkmakta, yoksulluk ile baş edebilmeleri güçleşmektedir.

Öncelikli olarak sınıfsal ayrımcılığın ortaya çıkardığı sorunların görünürlüğü, bilinirliği ve bunun bireysel, toplumsal etkileri konusunda yeterli düzeyde toplumsal farkındalık bulunmamaktadır. Bunun için sınıf temelli ayrımcılıktan kaynaklı sorunlara ilişkin olarak farkındalığın artırılması gerekmektedir. Kamusal hizmetlere, temel hak ve hizmetlere erişim konusunda yaşanan problemlerin üstesinden gelinmesi adına var olan politikalar iyileştirilmeli, kapsayıcı ve eşitlikçi politikalar geliştirilmelidir. Sınıf temelli ayrımcılığın mevcut toplumsal yapı ve politikalar bağlamında giderek yaygınlaşması, ayrımcılığa maruz kalan bireylerin kendilerini ifade edebilecekleri alanların daralması ve güvencesizleştirilmesi nedeniyle savunuculuk çalışmaları yapılmalıdır.